8 Ağustos 2014 Cuma

Zweig ve Satranç

         


               Bugün aldığım satranç kitabını daha bitirmedim açıkcası şimdilik 10.sayfasındayım ve bloggerımda bugün bu kitabı tanıtmak istedim , bir kitabı bitirmeden tanıtmak biraz saçma olacak ama olsun bazen saçmalamak da gerekiyor aslında bir diğer nedende şuan ki ruh hailm okumaktan çok yazmak istedi.Bu yazımı bir kitabın arka kapağı olarak okuyun :)


             



        Kitabı tanıtmadan önce size yazarını tanıtmak isterim çünkü biraz araştırdım , hakkında bişeyler okudum ve bunu sizinle paylaşmak istiyorum . Stefan Zweig 28 Kasım 1881 doğumlu romancı , oyun yazarı , gazeteci ve biyografi yazarı kendisi Avusturyalı . Kendisi küçük yaşta ciddi bir eğitim ile yetiştirilmiştir.İngilizce , Latince , Yunanca ve Fransızca dillerini konuşan Stefan Zweig lise döneminde de şiir yazmaya başlamıştır.Stefan Zweig üniversite zamanında ise felsefe eğitimi almıştır.Zweig eserleride 1933 yılında Nazi zulmünden nasibini almıştır.Bunun nedeni tahmin edebileceğiniz gibi yazarımızın yahudi kökenli olmasıdır.Baskılara dayanamayan Zweig ülkesini terk edip Londraya yerleşmiştir. İngiltere de bir süre yaşayan Stefan Zweig burdanda Brezilya'ya yerleşir aynı zamanda kendisi nerdeyse bütün dünyayı dolaşmıştır. Zweig hayatı boyunca iki evlilik yapmıştır.Yazarımız hayatını ikinci eşi ile Brezilya da intihar ederek sonlandırmış ve intihar mektubunda şu satırlara yer vermiştir.

'Kendi isteğimle ve bilinçli olarak hayatttan ayrılmadan önce son bir görevi yerine getirmeye kendimi mecbur hissediyorum.Bana ve çalışmalarıma iyi ve konuksever şekilde kucak açan harikulade ülke Brezilya'ya içtenlikle teşekkür etmeliyim. Her geçen gün bu ülkeyi daha çok sevmeyi öğrendim.Benim lisanımın konuşulduğu dünya bana göre mahvolduktan ve manevi yurdum Avrupanın kendisini yok etmesinden sonra hayatımı yeni baştan kurmayı isteyebileceğim bir yer daha yoktu'

                                                                                                  Stefan Zweig







Gel gelelim kitabımıza kendisi ile daha önce okunması gereken 100 kitap arasında gördüm tanıdım siz de Google da ararsanız onu ve diğer 99 kitabı görebilirsiniz . Zweig bu kitabını Brezilya da yazmış ve en ünlü kitapları arasındadı İngilizceye çevrilen kitap 1944 de New York 'ta yayımlanmıştır.

        Ana karakterlerimiz Czentovic ve Dr.B. dir.Hikayemiz bir geminin hareket etmesiyle başlar.Czentovic kitapta bir satranç dünya şampiyodur tabi nasıl dünya şampiyonu olduğunu kitapta öğreneceğiz.Dr.B. ise sevdiğim bir yazar olan Kafka gibi gizli tutulan bir karakter gibi geliyor bana ismini öğrenebilecek miyiz ? Bende bilmiyorum şimdilik sadece bir tahmin aynı zamanda kendisi hakkında şunu öğrendim . O da bir satran oyuncusu ve satrancı ikinci dünya savaşı sırasında kapatılmış olduğu hotel odasında çalmış olduğu bir satranç kitabından öğrenmiştir . Dr.B. satrançla o kadar iç içe olur ki karakteride artık satranç gibi iki zıt renkden oluşmuş kişilik bölünmesi yaşamaya başlamıştır.Daha fazla inmek istemiyorum içeriğe hepinize keyifli okumalar diliyorum.

         
    Bu kitabımızın finali aynı zamanda yazarımızın intihar ettiği zamandaki ruh halini yansıtır.


6 Ağustos 2014 Çarşamba

Kürk Mantolu Madonna üzerine !



 Bugün blogger açmaya karar verdim.Kürk Mantolu Madonna'da buradaki ilk yazım olacak . Sebahattin Ali'nin Edebiyatımıza kazandırdığı bu kitabı okumaya karar vermem aslında bir seneyi buldu hikayemi şöyle paylaşıyım sizinle bir senedir internette , kütüphanede , arkadaşlarımın elinde gördüm hep okumak istedim ama bir türlü nasip olmadı 2-3 gün önce arkadaşımla muhabbet ederken konusu açıldı ve kendinde olduğunu verebileceğini söyledi alırken bir heyecanla aldık tabi yine.

       Tabi ben yine başlamadım bu sefer araya Hüseyin Nihal Atsız'a olan aşırı sevgim geldi ki gerçek kişiliğimi oluşturmamda sevdiğim bir kişidir. Ee tabi aralarındaki münasebetten dolayı elime aldıkça bıraktım , siz sakın böyle yapmayın.Sağ-olsun facebookda tanıştığım bir kaç kişin tavsiyesi ile kitabı okudum ve bugün bitirdim.Gerçekten beğendim ve daha çok kişinin okuması için bir değerlendirme yazısı yazmak istedim.

      Aslında kitabı elime alırken zorlandım , bitirdikten sonrada elimden bırakmasıda zor oldu .Romanın baş karakterleri Raif Bey ve Maria Puder. Uzun zamandır roman okumuyodum kendimi bir karakterler bağdaştırmıyodum.Raif Bey'in yalnızlığında , insanlardan uzaklaşmasında kendimi buldum ve her okuyacak insanın kendini bulacağını düşünüyorum.Raif Bey'in bir diğer beğendim yanı bizler gibi okuyucu olması ,edebiyata olan tutkunluğu bunun yanında kendisi romantik mizaçlı , resime düşkün bir karakter aynı zamanda sakin , sessiz ve bizim yaşadığımız 20 yy da bulunması zor olan ahlaklı birisi.Maria Puder ise Raif Bey'in aşık olduğu yaşamın kıyısında kendi kendine debelenen , zamanın şartlarına rağmen güçlü ve bu güçle yaşamak isteyen bir karakter.Kitap hakkında daha fazla şeyler söylemek istemiyorum aslında biraz da merakınız kalsın. Merakla okunan kitapların tadı daha bir başka oluyo çünkü keyifli okumalar :)

Kitapların Efendisi 

'Her şey bitti mi? Zannetmem.

Yalnız bir müddet dinlenmek ve birbirimizden uzak kalmak lazım. Taki birbirimizi tekrar görme ihtiyacını şiddetle duyuncaya kadar.' s:120